Durugörü Ve Çeşitleri
Durugörü Ve Çeşitleri
Gizli Görü:
Manyetizörlerce bulunan bu terim psişik bir kabiliyeti ifade eder. Keşşaflık anlamına gelen bu olayda, manyetik sujenin, gözleri kapalı olduğu halde etrafdakileri görebildiği anlaşılmıştır. Suje genel olarak somnambül haldedir. Manyetik tedavilerde, bilhassa hastalıkların teşhisinde kullanılmıştır. Bugün buna '' durugörü'' ismini veriyoruz. Gizli görünün ayırıcı özelliği somnambül halinde elde edilmesidir. Durugörü de ise bu hal yoktur ve genel bir anlamdadır. Her uyur gezerde az çok bir gizligörüm vardır. Ancak her durugörür uyurgezer halde değildir.
Kristoskopi:
Saydam olmayan cisimlerin ardını görebilme hissi,
Alteroskopi:
Alman Psikiyatri hekimi Hans Berger, 1924 yılında telepatik olayları incelerken, kendiside birçok normal ötesi olayları yaşayan bir insan olarak, bunlara sebep olacak düşünce dalgalarını ortaya çıkarmaya karar vermişti. Kafatasının bir kısmı zedelenen kazazedelerin beyin elektiriği faaliyetini ölçtü. Çalışmasının sonucunda, beyin hücrelerinde ki faaliyetin anarşik olmayıp, dalgalar yada beyinsel ritimler halinde düzenlendiğini saptadı. İlk olay alfa ismini verdiği dalga oldu. Bu dalga saniyede ortalama, 8- 14 devirde bir frekanstaydı. Amlitüdü ise 100 mikrovolttu. Ritm çok düzenliydi. 1934'de İngiliz Lord Edgar Adrian ve B.C.H. Matthews, Berger'in haklı olduğunu gördüler. Şuurlu bir süjede uniform bir faaliyet meydana gelebiliyordu. Bu ritm '' uyku ve uyanıklık arasında '' bir hale rastlıyordu. Genellikel tam bir duyumsal ve zihinsel dinlenme, sukunet halidir.
Sadece Alfa dalgası değil, 14 hertz den büyük Beta, 4-7 hertz lik Teta, 3 hertzden küçük Delta, dalgaları da keşfedildi. Tıpta, parapsikoloji de, eğitimde bu dalgalarla ilgili geniş araştırma yapılmaktadır.
Metapsişik çalışmalarda iyi telepatlar, kendilerini tamamen gevşek ama dikkatli bir halde tutarlar. Gevşek bir dikkat, mevcut olmayan bir nokta üzerinde konsantre olmak, halinde bulunarak alfa ritmini düzenli olarak üretirler. Telepati ile Alfa ritmi arasında esaslı bir ilişki vardır. D.D.İ olaylarında Alfa ritmi önemli bir yer tutar. Alfa ritmini meydana getirmek pek kolay değildir.
Zihin kontrolü yapmak, hiç birşey düşünmeden sakin bir şekilde dalgalara bakmak, derin gevşeme haline girmek, gözleri alnın ortasında ki bir noktaya yönelterek bakmak ( yogi şaşılığı ) , aynı kelimeyi durmadan tekrarlamak, aynı ritm ve tonda bir sesi dinlemek, alfa dalgalarının meydana gelmesine sebep olurlar. Bir gürültü ve duyusal uyaran karşısında E.E.G cihazında durma reaksiyonu saptanır; Alfa birden durur yerini Beta ya bırakır. Ve sonra yavaş yavaş tekrar belirir. Bu uyaran düzenli olursa, akışkanlık daha çabuk kazanılır ve Alfa rıtmı hıc bozulmadan sürüp gidebilir. Durma reaksiyonu görülmez. Monoton sesler, davul sesleri, mantralar bu akışkanlığa yardım eden öğelerdir.
Zihinde Alfa dalgalarını kolayca meydana getirebilenler olağanüstü kişiler değildirler. Derin gevşeme halini meydana getirenlerde Alfa dalgası daha kolay yayınlanır. Alfa seviyesinde zihinsel tasavvurlar, hayaller ortaya çıkar. '' Yaratıcı Trans'' imajların birbiri art arda davet etmesini kolaylaştırır.
Teleoptik:
Beş duyu ile algılanamayacak uzaklıktaki veya kapalı (dört duvarla çevrili) bir ortamdaki canlı ve cansız nesneleri olayları algılayabilme. “Teleskopi” de denir. Görüş alanının tamamen dışında cereyan eden olayların psişik bir güçle görülmesidir. Örneğin A şehrinde meydana gelen bir olay, B şehrinde anında seyrediliyor gibi, rüyet halinde görülür. Swedenbourg’un Stokhom’deki yangını 250 km öteden seyretmesi buna iyi bir örnektir. Medyomların, ipnotik süjelerin, uzaktaki yerleri, şehirleri, ev içlerini tarif etmeleri teleoptik veya kriptoskopik–teleskopik olaylardır.
Zamansal Durugörü:
Yeteneğin geçmiş veya gelecekteki olayları algılamaya yönelik olması.
Telepatik Durugörü:
Telepati yeteneği ve telepati kullanılarak sağlanan duru görü
Gizli Görü:
Manyetizörlerce bulunan bu terim psişik bir kabiliyeti ifade eder. Keşşaflık anlamına gelen bu olayda, manyetik sujenin, gözleri kapalı olduğu halde etrafdakileri görebildiği anlaşılmıştır. Suje genel olarak somnambül haldedir. Manyetik tedavilerde, bilhassa hastalıkların teşhisinde kullanılmıştır. Bugün buna '' durugörü'' ismini veriyoruz. Gizli görünün ayırıcı özelliği somnambül halinde elde edilmesidir. Durugörü de ise bu hal yoktur ve genel bir anlamdadır. Her uyur gezerde az çok bir gizligörüm vardır. Ancak her durugörür uyurgezer halde değildir.
Kristoskopi:
Saydam olmayan cisimlerin ardını görebilme hissi,
Alteroskopi:
Alman Psikiyatri hekimi Hans Berger, 1924 yılında telepatik olayları incelerken, kendiside birçok normal ötesi olayları yaşayan bir insan olarak, bunlara sebep olacak düşünce dalgalarını ortaya çıkarmaya karar vermişti. Kafatasının bir kısmı zedelenen kazazedelerin beyin elektiriği faaliyetini ölçtü. Çalışmasının sonucunda, beyin hücrelerinde ki faaliyetin anarşik olmayıp, dalgalar yada beyinsel ritimler halinde düzenlendiğini saptadı. İlk olay alfa ismini verdiği dalga oldu. Bu dalga saniyede ortalama, 8- 14 devirde bir frekanstaydı. Amlitüdü ise 100 mikrovolttu. Ritm çok düzenliydi. 1934'de İngiliz Lord Edgar Adrian ve B.C.H. Matthews, Berger'in haklı olduğunu gördüler. Şuurlu bir süjede uniform bir faaliyet meydana gelebiliyordu. Bu ritm '' uyku ve uyanıklık arasında '' bir hale rastlıyordu. Genellikel tam bir duyumsal ve zihinsel dinlenme, sukunet halidir.
Sadece Alfa dalgası değil, 14 hertz den büyük Beta, 4-7 hertz lik Teta, 3 hertzden küçük Delta, dalgaları da keşfedildi. Tıpta, parapsikoloji de, eğitimde bu dalgalarla ilgili geniş araştırma yapılmaktadır.
Metapsişik çalışmalarda iyi telepatlar, kendilerini tamamen gevşek ama dikkatli bir halde tutarlar. Gevşek bir dikkat, mevcut olmayan bir nokta üzerinde konsantre olmak, halinde bulunarak alfa ritmini düzenli olarak üretirler. Telepati ile Alfa ritmi arasında esaslı bir ilişki vardır. D.D.İ olaylarında Alfa ritmi önemli bir yer tutar. Alfa ritmini meydana getirmek pek kolay değildir.
Zihin kontrolü yapmak, hiç birşey düşünmeden sakin bir şekilde dalgalara bakmak, derin gevşeme haline girmek, gözleri alnın ortasında ki bir noktaya yönelterek bakmak ( yogi şaşılığı ) , aynı kelimeyi durmadan tekrarlamak, aynı ritm ve tonda bir sesi dinlemek, alfa dalgalarının meydana gelmesine sebep olurlar. Bir gürültü ve duyusal uyaran karşısında E.E.G cihazında durma reaksiyonu saptanır; Alfa birden durur yerini Beta ya bırakır. Ve sonra yavaş yavaş tekrar belirir. Bu uyaran düzenli olursa, akışkanlık daha çabuk kazanılır ve Alfa rıtmı hıc bozulmadan sürüp gidebilir. Durma reaksiyonu görülmez. Monoton sesler, davul sesleri, mantralar bu akışkanlığa yardım eden öğelerdir.
Zihinde Alfa dalgalarını kolayca meydana getirebilenler olağanüstü kişiler değildirler. Derin gevşeme halini meydana getirenlerde Alfa dalgası daha kolay yayınlanır. Alfa seviyesinde zihinsel tasavvurlar, hayaller ortaya çıkar. '' Yaratıcı Trans'' imajların birbiri art arda davet etmesini kolaylaştırır.
Teleoptik:
Beş duyu ile algılanamayacak uzaklıktaki veya kapalı (dört duvarla çevrili) bir ortamdaki canlı ve cansız nesneleri olayları algılayabilme. “Teleskopi” de denir. Görüş alanının tamamen dışında cereyan eden olayların psişik bir güçle görülmesidir. Örneğin A şehrinde meydana gelen bir olay, B şehrinde anında seyrediliyor gibi, rüyet halinde görülür. Swedenbourg’un Stokhom’deki yangını 250 km öteden seyretmesi buna iyi bir örnektir. Medyomların, ipnotik süjelerin, uzaktaki yerleri, şehirleri, ev içlerini tarif etmeleri teleoptik veya kriptoskopik–teleskopik olaylardır.
Zamansal Durugörü:
Yeteneğin geçmiş veya gelecekteki olayları algılamaya yönelik olması.
Telepatik Durugörü:
Telepati yeteneği ve telepati kullanılarak sağlanan duru görü
Yorumlar
Yorum Gönder