Düşmüş Melekler Nedir?
●Düşmüş melekler nedir?
~Kötü davranışları olan ve Tanrı'nın kurallarına isyan eden, bu yüzden cennetten sürgün edilen meleklere düşmüş melekler denir. Din bilginleri bunları günahkar ve cenneten kovulmuş melekler olarak kabul ederler..
Hz. Süleyman döneminde Babil'de yaşayan ve insanlara sihir öğreten iki kişi oldukları konusunda İslâm âlimlerinin çoğunluğu görüş birliğindedir. Hârut ve Mârut'un kimler olduğu konusunda ortaya çıkan ihtilâfın çeşitli nedenleri vardır. Birincisi, bu iki kişinin insan mı, melek mi yoksa şeytan mı olduğu tartışmalı bir yöndür. Bu noktadan dört ayrı görüş ileri sürülmektedir.
Bakara Sûresinin geniş bir bölümünde yahudilerden sözeden âyetler onların ne kadar inatçı bir kavim olduğunu, hak söz karşısında kalplerinin ne derece katılaştığını anlattıktan sonra yüz ikinci âyetinde onların Hz. Süleyman dönemine değiniyor: "... Ve onlar Şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küf rettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe -Hârut ile Mârut indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakın küfretme' demedikçe kimseye sihir namına birşey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen Şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun onlar sihri satın alan kimse için âhirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı" (el-Bakara, 2/102).
Konu yahudiler ya da Hz. Süleyman olmamasına rağmen dönemin genel durumu bilinmeden Hârut ve Mârut tam mânâsıyla anlaşılamaz. Hz. Süleyman öyle bir yetkiyle donatılmıştı ki Allah tarafından sadece insanlar değil bütün hayvanlar ve cinleri de egemenliği altına almış ve güçlü bir hükümdarlık elde etmişti. Allah'ın ona verdiği bu üstünlük sebebiyle ona karşı olanlar "Süleyman'ın sihir yaptığını, işlerini sihirle yürüttüğünü" ortaya attılar. Ayrıca toplumda sihirbazlar türedi ve sihir ilimleri gelişti. Sihirbazlar daha önce bilinmeyen şeyleri ortaya çıkardılar ve peygamberlik iddiasında bulundular. Hz. Süleyman'a verilen gücün mucize olduğunu anlamayıp, bunu sihirle açıklayan topluma Allah, sihirle mucizenin aynı şey olmadığını göstermek için kendilerine sihir öğretmek üzere Hârut ve Mârut'u görevlendirdi.
●Gökteki Melekler Adem Peygamberin gönderilmesine rağmen insanların yola gelmemesini alay konusu ederler. Allah'a durum anlatılır. O da kendilerinin büyük söz söylememelerini söyler çünkü onlarda insanların yerinde olsalar aynı şeyi yapacaklarını söyled. Tanrı'nın sözüne inanmiyan melekler Tanır dan izin alarak denemek için seçtileri Harut ve Marut'u yer yüzüne gönderirler. onlara giderken "zina etmemeleri, puta tapmamaları, insan öldürmemelerini, içki içmemelerini " söylerler. Fakat onlar karşılarına çıkan çok güzel kadın olan zühre'ye vurulurlar. Kadın onlara kocasıyla anlaşmadığını anlatırken Harut ve Marut da onu elde etmek için hertürlü kurnazlığa başlarlar.
●diğer bir hadisteyse. .
~Allah Harut ve Marut'u sınamak için karşılarına Zühre adında çok güzel bir kadın çıkarır. Melekler Zühreyle birlikte olmak istiyorlar. Kadın başka tanrıların varlıklarını kabul ederlerse onlarla birlikte olacaklarını söyler. Melekler bunu kabul etmiyor. Kadın tekrar bir çocukla geliyor ve çocuğu öldürürlerse onlarla birlikte olacağını söylüyor. Melekler bunu da kabul etmiyorlar. 3.kez şarapla gelen kadın şarabı içirtip istediğini yaptırıyor. Böylece Allah meleklerin de yeryüzünde insanlar gibi olacaklarını kanıtlamış. Bu olay üzerine Allah meleklere dünya da mı yoksa ahirette mi ceza göreceklerini sorar. onlar dünyayı seçerler. Böylece babilde bir çukurda baş aşağı asılırlar. O durumda insanlara sihir ve büyüyü öğretirler. Zühre adlı kadında göğe çıkarak yıldız olur..
Bu öyküde Harut, Marut ve Zühre adlı güzel bir kadın var. Zühre Venüs yıldızının Arapça adı. Sumer Tanrıçası İnanna da Venüs yıldızını simgeliyor. O aynı zamanda erkekleri baştan çıkaracak kadar güzel ve alımlı; Zühre de öyle. İnanna’ya Çoban Tanrısı Dumuzi ve Çiftçi Tanrısı Enkidmu âşık oluyor. Burada görüldüğü gibi İnanna’nın karşılığı Zühre, Dumuzi ve Enkimdu’nun karşılığı Harut ve Marut olmuştur. Bunlar Sumer’deki çok tanrının tektanrılı dinlere melek olarak girdiğini kanıtlıyor. Harut, Marut meleklerinin adı Acemce’den geliyor. Harut, sihirbaz veya büyücü; Marut, kuyu anlamında.
Yazar:Ece Değer
~Kötü davranışları olan ve Tanrı'nın kurallarına isyan eden, bu yüzden cennetten sürgün edilen meleklere düşmüş melekler denir. Din bilginleri bunları günahkar ve cenneten kovulmuş melekler olarak kabul ederler..
Hz. Süleyman döneminde Babil'de yaşayan ve insanlara sihir öğreten iki kişi oldukları konusunda İslâm âlimlerinin çoğunluğu görüş birliğindedir. Hârut ve Mârut'un kimler olduğu konusunda ortaya çıkan ihtilâfın çeşitli nedenleri vardır. Birincisi, bu iki kişinin insan mı, melek mi yoksa şeytan mı olduğu tartışmalı bir yöndür. Bu noktadan dört ayrı görüş ileri sürülmektedir.
Bakara Sûresinin geniş bir bölümünde yahudilerden sözeden âyetler onların ne kadar inatçı bir kavim olduğunu, hak söz karşısında kalplerinin ne derece katılaştığını anlattıktan sonra yüz ikinci âyetinde onların Hz. Süleyman dönemine değiniyor: "... Ve onlar Şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küf rettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe -Hârut ile Mârut indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakın küfretme' demedikçe kimseye sihir namına birşey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen Şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun onlar sihri satın alan kimse için âhirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı" (el-Bakara, 2/102).
Konu yahudiler ya da Hz. Süleyman olmamasına rağmen dönemin genel durumu bilinmeden Hârut ve Mârut tam mânâsıyla anlaşılamaz. Hz. Süleyman öyle bir yetkiyle donatılmıştı ki Allah tarafından sadece insanlar değil bütün hayvanlar ve cinleri de egemenliği altına almış ve güçlü bir hükümdarlık elde etmişti. Allah'ın ona verdiği bu üstünlük sebebiyle ona karşı olanlar "Süleyman'ın sihir yaptığını, işlerini sihirle yürüttüğünü" ortaya attılar. Ayrıca toplumda sihirbazlar türedi ve sihir ilimleri gelişti. Sihirbazlar daha önce bilinmeyen şeyleri ortaya çıkardılar ve peygamberlik iddiasında bulundular. Hz. Süleyman'a verilen gücün mucize olduğunu anlamayıp, bunu sihirle açıklayan topluma Allah, sihirle mucizenin aynı şey olmadığını göstermek için kendilerine sihir öğretmek üzere Hârut ve Mârut'u görevlendirdi.
●Gökteki Melekler Adem Peygamberin gönderilmesine rağmen insanların yola gelmemesini alay konusu ederler. Allah'a durum anlatılır. O da kendilerinin büyük söz söylememelerini söyler çünkü onlarda insanların yerinde olsalar aynı şeyi yapacaklarını söyled. Tanrı'nın sözüne inanmiyan melekler Tanır dan izin alarak denemek için seçtileri Harut ve Marut'u yer yüzüne gönderirler. onlara giderken "zina etmemeleri, puta tapmamaları, insan öldürmemelerini, içki içmemelerini " söylerler. Fakat onlar karşılarına çıkan çok güzel kadın olan zühre'ye vurulurlar. Kadın onlara kocasıyla anlaşmadığını anlatırken Harut ve Marut da onu elde etmek için hertürlü kurnazlığa başlarlar.
●diğer bir hadisteyse. .
~Allah Harut ve Marut'u sınamak için karşılarına Zühre adında çok güzel bir kadın çıkarır. Melekler Zühreyle birlikte olmak istiyorlar. Kadın başka tanrıların varlıklarını kabul ederlerse onlarla birlikte olacaklarını söyler. Melekler bunu kabul etmiyor. Kadın tekrar bir çocukla geliyor ve çocuğu öldürürlerse onlarla birlikte olacağını söylüyor. Melekler bunu da kabul etmiyorlar. 3.kez şarapla gelen kadın şarabı içirtip istediğini yaptırıyor. Böylece Allah meleklerin de yeryüzünde insanlar gibi olacaklarını kanıtlamış. Bu olay üzerine Allah meleklere dünya da mı yoksa ahirette mi ceza göreceklerini sorar. onlar dünyayı seçerler. Böylece babilde bir çukurda baş aşağı asılırlar. O durumda insanlara sihir ve büyüyü öğretirler. Zühre adlı kadında göğe çıkarak yıldız olur..
Bu öyküde Harut, Marut ve Zühre adlı güzel bir kadın var. Zühre Venüs yıldızının Arapça adı. Sumer Tanrıçası İnanna da Venüs yıldızını simgeliyor. O aynı zamanda erkekleri baştan çıkaracak kadar güzel ve alımlı; Zühre de öyle. İnanna’ya Çoban Tanrısı Dumuzi ve Çiftçi Tanrısı Enkidmu âşık oluyor. Burada görüldüğü gibi İnanna’nın karşılığı Zühre, Dumuzi ve Enkimdu’nun karşılığı Harut ve Marut olmuştur. Bunlar Sumer’deki çok tanrının tektanrılı dinlere melek olarak girdiğini kanıtlıyor. Harut, Marut meleklerinin adı Acemce’den geliyor. Harut, sihirbaz veya büyücü; Marut, kuyu anlamında.
Yazar:Ece Değer
🔻 Daha Fazlası İçin 🔻
Türkiye'nin ilk parapsikoloji mobil uygulaması çıktı ! Şuanda İngilizce ve Türkçe olarak hizmet vermektedir. Yüzlerce içerikleriyle şimdi Play Store'da. İçindekiler : Parapsikoloji , psikoloji , şifalı bitkiler ve taşlar nedir ? Ne işe yararlar ? , mitoloji ve daha fazlası için aşağıdaki linkten tıklayarak indirebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder