DEJAVU BİR ÇEŞİT HALÜSİNASYON DEĞİL !
Siz de sık sık ben bu anı daha önce yaşamıştım hissine kapılıyor musunuz?
Uzmanlara göre, insanların yüzde 50'sinden fazlası, hayatları boyunca en az bir kez dejavu anını yaşamış.
Peki dejavu nedir? Bir halüsinasyon mu? Yoksa bir hastalık mıdır? Uzmanlar dejavu'nun peşine düştü; bu bilinmeyenin sırrını çözmeye çalışıyorlar ! İşte dejavu ile ilgili yapılan çalışmalarda gelinen son nokta ; Diyelim ki daha önce hiç gitmediğiniz, küçük kentin kalabalık ana caddesinde arabanızla ilerliyorsunuz. Aniden sol tarafınızda beliriveren yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmek için kırmızı ışığın yanmasını beklediğini gördünüz.
İçinizi bu kente daha önce geldiğiniz hissi kaplıyor. Bir arabadaydınız, aynı kavşakta bulunuyordunuz ve aynı yaşlı kadın kaldırımdan iniyordu. Ancak kadın arabanızın ön tamponuna kadar geldiği anda, hatırladıklarınızla o onda yaşadıklarınızın uyuşmadığını fark ediyorsunuz. Tanıdıklık, önceden yaşanmışlık hissi bir anda yok oluyor veya evet kesin olarak ben bu anı yaşamıştım diye kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz...
İçinizde uyanan belli belirsiz bir his o anı her ayrıntısıyla yaşadığınızı söylüyor ama kimse tam olarak hangisinin daha önce olduğunu bilmiyor. Önceden yaşanmışlık hissi genelde bir kaç saniye sürüyor.
Dejavu yaşayan birçok insan, olayın hemen önce ve hemen sonrasında zihin ve algılamalarının açık olduğunu, buna göre de durumun tek açıklamasının İlahi bir güç olduğunu söylüyorlar.
HALÜSİNASYON DEĞİL !
İlk önce dejavu diğer alışılagelmişin dışındaki algısal deneyimlerden ayırt etmek gerekiyor. Örneğin bu durum bir halüsinasyon değil.
Halüsinasyon ruhsal hastalıkların ya da LSD gibi uyuşturucu maddelerin etkisiyle beyin içi dengesizliklerin tetiklediği, ileri düzeyde görsel , işitsel ya da diğer duyuların aşırı hassasiyeti ile ortaya çıkıyor.
HATIRALARI OLMAYAN BELLEK !
Yapay olarak sağlanan bu dejavu'ların gerçekte yaşanan ile benzerliği tartışıla dursun yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar önemli bilgiler sağlıyor. Nörologlar orta şakak lobunun bildirimsel ve bilinçli belleğimizde doğrudan rol oynadığını kanıtlamış durumda .
Algısal olayların sanki gerçek olaylarmış gibi kaydedilmesini sonrasında da sanki gerçekten yaşanmışlar gibi gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçmesini sağlayan hipokankus beynin orta şakak lobunda yer alıyor.
Ayrıca orta şakak lobunda parahipokampalgirus, rinalkorteks ve Amigdal'da bellek konusunda önemli bir role sahip.
1997 yılında Stanford Üniversitesi'nden meslektaşlarının yürüttüğü bir çalışma hipokankus'un bilinçli hatırlamayı sağladığını parahipokampalgirus'un ise bellekten herhangi bir olayı geri çağırmaksızın tanıdık uyarıcı ile yabancı uyarıcıyı birbirinden ayırdığını gösteriyor.
Beynin bir çok bölgesi dejavu üretiminde etkili olabilir. Bireye kendinden ve çevresinden yabancılaştığını , zaman duygusunu kaybettiğini hissettiren bu duygu tarafından tetiklenen dejavu çok karmaşık bir sürecin işlemekte olduğunu ortaya koyuyor.
Nörologlardan bir kısmı bu küçük yanılsamaların zihin işleyişine ilişkin önemli bir içgörü sağladığını düşünürlerken, büyük bir bölümü de belleğin akıl almaz bir biçimde hayal gücüne dayanarak yeni bilgiler oluşturabildiğine dikkat çekiyorlar. Bunlara rüyaları örnek veriyorlar.
Dejavu’nun olgusu konusunda gelecekte yapılacak çalışmaların yalnızca belleğimizi nasıl yanılttığımızı değil aynı zamanda beynimizin hangi yolla tutarlı bir gerçeklik hissi yarattığı da inceleniyor.
DEJAVU LEVHİ MAHFUZ'DAKİ KADER SAYFALARIMIZDAN KÜÇÜK KESİTLERİN BİZE GÖSTERİLMESİ
Herhangi bir anı önceden hissetmek, kişiye kendi kader filminden -bir kainat defterinde saklı duran hologram bütününden bir kesitin- bir enstantanenin önceden kendisine bir fragman gibi gösterilmesidir.. Dejavu kaderin varlığını gösteren bilimsel bir delil hükmündedir.
Kuantum fizikçilerinin deyimiyle dünyamız hologramdır ve bu hologramın en küçük parçası da geçmişin ve geleceğin tüm parçalarını da içinde barındırır. Bütün, bir anda olmuştur ve biz bu bütünün içindeyiz. Bu bütünden bir anı daha önce bize bildiren güç olan yaratıcı bize bu anları sonra yaşattığında kendi varlığını bizlere hatırlatmış, sebeplerin yaratıcısı olduğunu da göstermiş olur. An bize göre vardır çünkü biz zaman boyutunun dışına çıkamayan canlılarız. Zamanın dışından ise anı bizlere bildirmek, bir kare sonrasından haber vermek filmimizi yaratan için, senaryomuzu yazan için çok kolaydır muhakkak..
Alıntıdır.
Alıntıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder